Alkali diyet/alkali beslenme son zamanların popüler diyetlerinden biri. Sosyal medyada, internet sitelerinde mutlaka hepimiz alkali diyetle ilgili bilgilerle karşılaşıyoruz. Bu diyetin arkasındaki teori, vücudun pH seviyesini dengede tutmak! Peki bu tam olarak ne demek?
Alkali diyet/alkali beslenme nedir ?
Basitçe anlatmak gerekirse, tükettiğimiz her besin, vücudumuzda toksin biriktirmemize neden olur. Metabolizmamız (yiyeceklerin enerjiye dönüşümü) adeta bir ateşe benzetilir. Her ikisi de “katı” bir kütleyi parçalayan kimyasal bir reaksiyon içerir. Metabolizmamızın farkı, vücudumuzda besinleri enerjiye dönüştürmek için yaptığı kimyasal reaksiyonları yavaş ve kontrollü bir şekilde gerçekleştirmesidir. Bir şeyler yandığında, geriye bir “kül” kalıntısı bırakır. Benzer şekilde, yediğimiz yiyecekler de “metabolik atık” olarak bilinen toksin kalıntıları bırakır. Bu metabolik atıklar, alkali, nötr veya asidik olabilir. Vücutta bulunan asidin artmasıyla (daha fazla asidik yiyecekler tüketmek) kilo, halsizlik gibi problemler yaşanabileceğinden, alkali beslenmenin amacı, alkali beslenerek bu dengeyi korumaktır.
Asidik yiyeceklerle, metabolik atıklar bırakan yiyecekler arasında, protein, fosfat ve kükürt bulunurken, alkali bileşenler arasında kalsiyum, magnezyum ve potasyum bulunur. Et, kümes hayvanları, balık, süt ürünleri, yumurta, tahıllar asidik yiyecekler sayılırken, meyveler, kuruyemişler baklagiller ve sebzeler alkali yiyecekler olarak karşımıza çıkar. Nötr besinler ise doğal yağlar, nişastalar ve şekerlerdir.
Alkali diyeti tartışabilmek için, vücudumuzun pH’ını doğru anlayabilmek çok önemlidir. pH bir şeyin ne kadar asidik veya alkali olduğunun bir ölçüsüdür ve değeri 0-14 arasında ölçülür.
Asidik besinlerin pH’ı: 0,0 – 6,9
Nötr besinlerin pH’ı: 7.0
Alkali besinlerin pH’ı: 7.1 – 14.0
pH değeri vücudumuzda nasıl bir role sahiptir ?
pH değeri, vücutta hep değişkendir. Vücudumuzun bazı kısımları asidikken bazı kısımları alkalidir. Tüm vücut tek bir pH değerine sahip değildir. Mesela midemiz hidroklorik asit ile yüklüdür, (2-3,5 pH) bu asitlik besinlerin parçalanması için gereklidir. Öte yandan kanımızın pH değeri 7,36-7,44 ile her zaman hafif alkalidir. Kanımızın pH’ı normal aralığın dışına çıktığında derhal tedavi edilmelidir.
Peki alkali ve asidik besinleri birbirinden nasıl ayıracağız?
Farklı kaynaklarda alkali ve asidik besinler için birçok liste bulunmaktadır. Genel olarak alkali gıdalar bakliyatlar, sebzeler ve baharatlardan oluşur. Asidik gıdalar ise asitli içecekler, yapay tatlandırıcılar, paketli ve işlenmiş gıdalardan oluşmaktadır. Hem alkali hem asidik besinler için istisnalar bulunur. Örneğin limon asidik olmasına rağmen alkali değeri oldukça yüksek bir besindir.
Alkali beslenmenin sindirim ve bağışıklık sistemine birçok faydası vardır:
- Vücuttaki metabolik atıklar azaldığı için, alkali beslenme bağışıklık sistemini destekler.
- İşlenmiş ve paketli gıdaların tüketimi olmadığı için obezite gibi problemlerin görülme sıklığı azalır.
- Asidik bazlı beslenmenin neden olabileceği mide problemlerini önler.
- Alkali beslenme sağlıklı bir şekilde kilo vermeyi destekler.
- Kanımızın pH seviyesinin düzenlenmesi, kan basıncının düzenlenmesi ve yüksek kolesterolün engellenmesine yardımcıdır.
- Vücuttaki inflamasyon (iltihap) önlenebilir; kas ağrılar, sırt ve eklem ağrıları gibi birçok inflamasyonun sebep olduğu ağrıları önleyebilir.
- En önemlisi rafine şeker tüketmemek; böylece cildin daha genç kalmasına yardımcı olabilir.
Alkali Smoothie tarifimize buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Sağlıklı beslenmenize yardımcı olacak ürünlerimizi yakından tanımak için Saf Nutrition Ürünlerini inceleyin.
Bağışıklığımızı güçlü tutmak için 6 Beslenme Önerisi başlıklı yazımızı görmek için buraya tıklayarak ulaşabiirsiniz.
